masada makyaj tazeleyen üzüm
en fazla on altı ya da on üstü
göz yaşında yaş masa
ardındaki kadının yılları
göz altı morlukları allıkları verdikleri
insanı şiire, zamanı tam ortasından
şaraba çeviren tadında ekşi bir vişne çürüğü
pudralı güzellikleri pohpohlayan
kuş misali tüy dökerken
kadın teni kokusu kolonyasının
mucidi olduğunu düşler Nacizate Ekrem Efendi
hatıraları koklar zamansızlarken onlar, zaman sızlar
burnunun ucunda tüten ikili delilik, genç ve yaşlı
kokusuydu iştahlandığı ten cumhuriyeti yumuşacık
kadına dönüştü
topuklu ayakkabsı kan kırmızı aşk
öptü düşünden dudakları ihtilafsız
düşerken elini tuttuğu işveli bir varlık
kendine Havva attığı o kaburga uzantısı
elma ağacına dişi notlar kazıdığı
aşk acısına dönüşecek cılız ve ürkek
şeytan bir gönül ne yalan çok kadın yalın
sarıldı aşk çığlıklarına
ikinci ölüm doğdu kadın naci
üzüm gözlü
kocaman aman tanrım kocaman!
Resim / Picture: “Two Women” by Egon Schiele