haykırırken içimde tanrı diye
kimse yoktu
herkes tarafından sevilecek
herkes tarafından yıkılabilecek
bir varlık körlüğünün
başka kaynağı olamaz
aman Rab! Aman!
Anya’yı yakalamıştı çırılçıplak
beyaz ışıklı gülüşü ruh bulutu
ulaşılmaz pürüzsüz teni camdan
zamanın ötesine dönüyordu
gümüş renginde parıldadıkça
kendi çirkinliğinin
mutlak yansımasının
kusursuz güzelliğin işaretçisi
olduğu Naci’ydi hicran
her zihin ve aşk yenilgisinde
gözlerinin arsenik yeşiline
kene gibi yetersizlik yapışıyordu
sonsuzluk arzusunun hemen sırtında
hayal kırıklığı birikintilerinde
çamurdan bir adam
yaratması için Prometheus ile
kirlendi tıkanana kadar
ateşi yanarak götür
kendi ateş olan Cezayirli gibi
çokça tanrı diye haykırdı
çıkamayacağım bu bedenden
ölmeden
çıkmayacağım yükseklere
delirmeden
çağıran bir tek şeytan
“suçlu bir bilinç
anlaşılmak ister en çok”
neden yaratıldığını
içinde tanrıyla
ölümüne sevişirken
Resim: “Study after Odilon Redon’s Birth of Venus” by Stefania Georgescu (www.deviantart.com)