Mürdüm Sıkışıklığı

dudaklarıydı iliğine kadar

mürdüm sıkışıklığı

taze nektar eflatun

aşkını sömüren

gitse de o bastıran ten

yağmur vursa da göz göz

ayrılsa ufkundan kızıl tan

ruhunu candan açan

ah Hicran! bu kadar mı

değişir ismin her yüzde?

kaç kaçamak ve kaç küçük ölüm

haykırış heyelanı süreceksin

üzerime yangın etinle

ne yaş ne kuru kalacak

saflaşırken gözlerin boşluğa

kimi getirdin benden gayri içimize?

beden depremlerimizde en derine batan

yaratılışın kemikten ucu aklın

keskin bir ayrılık gök buluttan

gönül umuttan biçare

söz aşktan şikayetçi

çırpınan kertenkele durmuyor

kimseye kavuşamamak çengel ağzında

tutulma ay ve güneş çek kopar

iki karanlık yüzü sıla günahı

kırık çölün güzel diyeti

kimden miras bu zina ziyafeti?

ödenecek zulmün var elbet

başka bir varlığa

seve seve nefret iliştiren

o mürdüm sıkışıklığı

Çok iyi çocuk sizi bekliyor...

error: Content is protected !!