ey alemin başındaki!
üzümlerin, arpaların
denizinden içtiğim kadar
başımın altında taş yastık
kabarıyor
kağnı arabaları çekiyor
yaşadığım diyarlarda
bulutları
sırtım yerde sen üzerimde
zorla sevişirken fani halimle
gözlerim göğünde tutsak
oysa aklımda bir sonsuzluk
biraz Anya, biraz hicran
ben iki adımı zor atarken
yokluk yürüyor
kollarımda damarlarımda
düşün
gözlerimde kara lekeler
bir var, bir yok masalında
o “an” denilen kuytuya
ah bir sığabilsem
sarılsam, bırakmasam
benden esirgediğin her neyse
kaçabilsem senden karabasanım
aklımın üzerinde hareler
dudaklarca, yanaklarca, dillerce
duy seni ne kadar sevmişim ki
düşün
gönül çürüklerimi
vişneye çevirmişim
tadın dallarımda budaklanıyor da
sen beni çevirip çevirip
küçük ölümlere sürdükçe
inadım inat
yiyeceğim vicdanını sözcüklerle