bazı sevgilerin üzerini örtmüşsün
kalın kaplan derisinden saklı gerisinde
dudaklarınla baş kaldırıyorsun Naci
yok yere, yok göğe, yok nesline
seni çoktan harcamış turuncu sakallı dede
sırtında izmarit söndürüyor
isimler hep pembe yaldızlı
yeşil vasiyet var desen olur olmaz
boncuklarını topluyor zevkle nazar
değdiriyor sana hep boyun eğdiriyor
köle çocuk, küllük et bana hayvanca
etinde söndüreyim yangınlarımı orman
yeni bir kadını doğurduğunda annen içinden
konuşuyor fısır fısır
demedi deme sakla
Corona virüsü Çin’den geliyor ejderhan
sembolizmi derste yediriyorsun aç kalmış
iki satıra sahip çiçekler
ondan, ondan değil bahanen ellerinde yırtılmış
kitaplar, kitaplar tenin yerine geçmiyor
gergin ama pürüzsüz sözcükler
kancaların, penislerin olmuyor, gözlerin
kim konuşuyor duymuyorsun, ne duymuyorsun?
huzuru elbise gibi giymiş Yunus Emre
sana kardeşin var mı diye soruyor ama
yoksunluk yoksunluğu karaya boyamış
yakacak çalı çırpı göğüs kafesin kalmış
kuş ciğerini çalgılara tel tel dökülürken
gel taşlarını at bana senin yerine yere
eğreti niyetine düğün yapan bir baban olsun
bir de sana bakan var sevdiğinden habersiz
hep habersiz yürüyorsan her şeyden habersiz
Görsel: Guillermo Lorca