yangın yerleri vücut parçaları
aşık insanın parmak uçları
havaya sıçrayan serçe
sigaranı bitir sarını aç
birçok kez sevdiğini düşündün Naci
bir çeşit işit tanrı sessizlik
sevildiğini, ölümlü yüzünden dirildiğini
kelinin yandığını harelendiğini
dumanlandın aklında
ama bırakamadın ki erilliğini
dilini çok kullandın diye
kızıl denizi ayırma görevi sende
kim inanacak sana
borcun kime
kumların üzerinde sende, sen de
söyle ufacık zaman dilimleri ne kar
ne de kum tanelerine sığıyor
hayal düzdüğün kanepede kandırılmak
aşk dediğin kayıp akıl sulu meyve ile
lekeli ise
ise senin isteklerin birçok yaşamı barındırıyor
çok da köhne ülkende dedi kahin
kül üfle kül nehrin zihnin
küçük derende, şilepler, kalyonlar, dev müzeler
içkin elinde
yüzdürme çaban, çok yaban ve yavan
sarı göl, sarı dudaklar kapalı
Naci ne zaman göreceksin kendini
ve sıkıştıracaksın dilberin gözüne kalbini
özünü ve zamanın tutamadığı kaşığı
ve içindeki aşk iksirini
dökülsün toprağa
görsel: Luca Boni “Siesta”