şöyle bir çarpışsak da yıldızlar dökülse
ölümden gayri etin harıyla kızıl çizgilerden
dünyalar dönse samanyolundan uzansak
sıkıca tutsam kolundan, diken diken sevişsek
irkilerek şairleri kafa göz yararcasına
dizelerinden vurdursak birbirine dilimizde
yalnız yapayalnız uzanarak
döndükçe dünya çarpışsak yıldızlar dökülse
taştan, çelikten günlüğüne girer gibi yazı
seviştirsek savaştan, depremden, seçimden önce
soluklaşan benzimizde bize küçük ölümler
büyük kalpazanlık! anları sözcüklere
döndürerek satma çabası, bir dolanbazlık, bir yolsuzluk
su yolundan, Hak yolundan, gurbet yolundan
ıslak zamandan içimizde derelerce, uzuvlarca
şöyle bir çarpışsak da yalanlar dökülse
irkilen çıplak göz bebeklerimize batacak
doğumlar ışık ışık, öyle bir körlük ki
uyansak zevkle canlı isimleri haykırarak
sensiz bensiz tek bir patlama yüreğimizde
Görsel: Mark Gleason “Sleepless”
Doğru zaman diye bir olay var aksini kimse iddia edemez . Bir workshop sayesinde tanıdığım değerli hocam şu aralar çok bakamadığım storylere bakarken blog sayfanızla buluştum ve doğru zaman dememe neden olan şu an ki konumum ( bir hastane odasında refakatçi) dolayısıyla tüm resimlerle birleşmiş şiirlerinizi özümseye özümseye okuyacağım
Geçmiş olsun. Teşekkür ederim. İyi okumalar 🙂