ağzımı kocaman açtım bir bebek yiyecek kadar
bir meleğin kurutulmuş kanatlarındaki karınca dualarını
hatmedecek kadar dilime hakim ve şehvetin atlı karıncasında
ahdimi bilerek yenilerken yenilen her şeyin
eti ve gürühlarla sevişmeye tövbe etmiş genç
bir yobazı öğün
edebilecek kadar öğütücü dişlerimi geçirdiğim günleri
damak tadımı bilmiyorsunuz anı kurutan turşubazları
uykuluk durgunluk açlık ve karmaşa
sonsuz esneyiş tuzağıma tuz biber ekecek
olan gözlerimin diş minelerimin
parlaklığında açıldığını o an fark eden şeytanın
tane tane anlattığı günah lokumlarını evire çevire
evime inime dinime imanıma ayı pençesi geçirdim
parça parça yeniyoruz kış kancasını
etimiz şehrin dolabında asılı