kırmızı ağacın gölgesi
sıkıştığın yuvan, dar gelen odaların
içinden çıkamadığın koridorların
dua pencereye sığmayan kolun
dinin çiçek döküyor
çiçek değil de sanki kardan örümcek
tevekkül cinsiyetsizliği
dalların arasından budaklanan
mavi arzunun ancak akşama yetişmesi
haydi kalk, kalk
evini elbise gibi giy ve gel
masanın üzerinde bir şey var
kızıl ağaçtan doğmayan
seni mutlu edecek keskinlikte
bileklerin parıldıyor
çamur olmadan gümüşsün teninde
yeşil tüylerini sana uçsuz bucaksız otlak eden
tanrının sırtında ev hapsi
orman senin için değil
senin için orman