Ateşten Memleket

tutuştuğunu bilmeden yandığın için günüm aydınlanıyor diye

kimsenin ayak basmaya cesaret edemediği kıyıları düşlüyor

ölümün kuşların getirip götürdüğü bir mevsim olduğunu

odaya astığın tablonun içindeki ressamdan hınçla sanıyorsun

***

uzandığın divanda kimsenin aidiyet hissetmediği memlekete

dönüşen kelime ve rüyalardan bir insanı alev alev bıçaklıyor

her ahın bir dönüşü, haritada bir köşesi olduğunu unutup

kendi varlığını ancak acıların bastırdığı noktalarda buluyorsun

***

bir odada bin baykuş yetiştirince düşünceyle her tabutu

ıslak kuru alevli bantlı açık ve şehvetli her kutuyu açmaya

sırf sarışın olduğun için ışığın sen olduğunu yanmadığına

aldanıyor, uyanamadığın her gece bir çocuğunu yiyorsun

error: Content is protected !!