Nirvana

bir gün yanlışlıkla canavarları

üzerine oturduğunda aydınlandı

yüreğine çöken karanlığın ağırlığında

nefes darlığı, göğüste ağrı şikayetleriyle

bulduğunda kendisini ameliyat ışıklarının altında

yarı baygın ömrünün farketmediği

çatlak ruhundan ve kaburgalarından ışık sızarken

tanrım güneş yerine, neşter ve ateş delirecek

yaşayacak diye fısıldaşanların taraklı dillerinden

eski alışkanlık bahçeye kaçtı çıplak ve yaşlı 

Nirvanasına devlet hastanesi avlusunda adım attı

onu görmeden onlarca göz etlerine basıp geçerken

içinden parlayan o fosforlu kudreti seçemezken

insafına kaldığı dünyalıların arasında kanserdi

“geçmiş olsun”

“size de geçmiş olsun”

“ne kanseri?”

“yokluk kanseri, içimde büyüdü yer kalmadı bana hiç”

“sigaradan mı?”

“Evet evet bağrımda söndürdüklerimden”

istemsiz yerdeki izmaritleri topluyordu konuşurken

bir başka yazarın aşk romanı gibi deliriyordu 

ya çöpçü olacaktı, ya da büyük bir yazar

sözcük çöpçüsü oldu kendine mühürlü

Çok iyi çocuk sizi bekliyor...

error: Content is protected !!