denizlerinin kenarında
elinde ıskalamak için
yeşil mavi gözyaşları
biçimli ince çakıl taşları
yüzeyinde tutarsızlığınca
titreşimler zamanın endişeleri
su çekingen çarpar aceleci
ellerin yüzünden bir sonrası
bir sonrası huzur yok
hep bir gün sonrası var yok
ıslıkladığın soru çok
uzun koridorunda yürürken
sonrası ıslak odası
azcık yumuşasa dünya
avuçlarından kayıp gitmeden
meteorlar, kuyruklu yıldızlar
sığdıracağın damarlar
yollarında katılaşırken
isimler tıkadığın kaya diplerine
elinin altında sap sarı güneş gibi
çölleşen bir göl çekilirken
Ey Naci, seni bir gece devasa
bir akbaba kapacak
duymayacaksın kanı
can atıyor gölgesi şimdiden
o aydan göğsünün çevresinde
şimdiden ayrısın ya
bir illüzyonist tanrının
herkese unutturduğu sekizsin sen
sonsuzluk beklerken eksiksiz
fırtına yemiş sevilmemiş gemiler
Japon balıkları gibi
sabaha yakın rüya yan yatmış
Görsel:Joseba Eskubi