eve geliyorsun akşam
hiç görmediğin bir oda, göğüs kafesi gibi açılmış
sıkışık nefes katılaşıyor
geriliyorsun ağızdan ayak parmağına
kasap dükkânı köyde boncuklu ipli hasır kapı
aradan kan ışığı sızıyor
ipler kıpırdıyor kurban eti kokuyor
insan insan içinde kendilerine cemaat
içeri giriyorsun ve en sevmediğin insan sana bakıyor
yerinden kalkıyor hemen
“affet” diyor, “hata ettim, kurtar etinle”
eline sarılıyor, yanağını sürüyor
gözlerine bakıyor
elleriniz kan ter içinde, karışıyorlar istemesen de
“affet” diyor, senden çok daha iri
bir içine girsen yaşayabilirsin fark edilmeden
dokunuşunda tanıdık bir ihtiras ve çekince var
sakladığın bir leke sanki
bu işte en sevmediğin, nefret ettiğin
herkes hem fikir hem de et
adını duydukça heyheylerini çıkaran
o tür şeyler düşündüren çıngıraklı zat bu
“gel yer değiştirelim” diyor “her şeyim senin olsun”
cinsel organlara kan gidiyor
öldürmek ya da yaratmak, işte mesele
ne yapacaksın kan-dıracak mısın? affeder misin?
görsel: Maya Bloch