kelebeğin aklıma yuva yapmasından yılları
dans ederek çalmayı
müziği
gönlümde iki dişil devinime
ta ki düşene kadar
tutmayı
yarıktan kuru çıkmayı
ayağa tekrar kalkabilmenin erdemini
bacağımdaki kasın beni itişini
Mevlevi gibi döndüm
korku ve aşkla bir
bakışlarımın üstüne düşenden
çok görmesiyle
eriyen irademi hep kağıtlara bastırdım
bedenim
düşünmek düşlemekten ağır gelirdi çünkü
tekerleme gibi tekrar eden hayat
danstan ziyade yürümeye
şiirden ziyade nesre benzediği
içindi
kızıl ince bir çizgi çekmek istedim hep
insanları affetmeyi
ve öldürmeden avlamayı nida ettiğimde
yüzüm şeytanın omuzlarına dönse de
takip edilirken kaybolmayı
severken sanata dolanmayı
koza olmadan ölmemeyi
uyandırıyorum aklım iki kanat havada
vücut yerine söz yerine
tamah etmeyi